Yeni Zelanda etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Yeni Zelanda etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5 Kasım 2016 Cumartesi

Leyleği Havada Görenler!

Herkese merhabalar,

Bugün size bir başka seyahat blogunu ya da sayfasını tanıtmak istiyorum; Leyley Leylek Havada! 

As & Re'nin yola çıkma, hayallerinin peşinden gitme ve seyahat tecrübelerini samimiyetle paylaşma platformu. Ama sadece bu da değil... Yolculuk biten, tamamlanan bir şey mi ki?

Bu blogun yazarları Türkiye'den yola çıkıp Güney Asya ülkelerini gezerek Yeni Zelanda'ya ulaşıyorlar ve yerleştikleri bu ülkenin hikayeleri ile devam ediyor seruvenleri.

Yolculuk hazırlığında olanlar, Güney Asya ülkeleri ve Yeni Zelanda hakkında başka kaynaklar arayanlar için harika bir kaynak.

Hadi okuyun sevgiyle... https://leylekleylek.com/

Ayrıca şu linkten de facebook sayfalarına ulaşa bilirsiniz. https://www.facebook.com/Leylek-leylek-havada-180356185337957/

İşte bu o leylek! 

https://www.facebook.com/yenizelandadayasam/https://www.instagram.com/sevgininfotogunlugu/

3 Ekim 2016 Pazartesi

Yeni Zelanda'nın Yüzölçümü / Büyüklüğü nedir?




Yeni Zelanda, Pasifik Okyanusunda bir ada ülkesi olup 268,021 km2 yüzölçümüne sahiptir.
2016 yılındaki tahmini nüfusu 4,7 milyondur.




Yeni Zelanda'nın yüzölçümü Japonya ve Birleşik Krallığa yakındır, arayı açan nüfus yoğunluğudur.





Japonya, 377,972 km2 yüzölçümü ile 127,3 milyon insana ev sahipliği ederken,
Birleşik Krallık 243,610 km2 büyüklüğü ile 64,1 milyon nüfusa sahiptir.


























https://www.facebook.com/yenizelandadayasam/
https://www.instagram.com/sevgininfotogunlugu/

9 Mayıs 2016 Pazartesi

Beautiful Nelson

Güney adanın en kuzeyi Nelson. Şehir merkezi bir kovuğun içinde kalmış gibi ve ufacık. Bunun yanında her köşesi güzel mi güzel.

Batıda, en tepede bir orak gibi kıvrılan Golden Bay, birbirinden güzel altın kumlu sahillere sahip. Onun sırtı tehlikeli west coast kıyıları, kumuyla, kayasıyla muhteşem doğa güzelliklerini barındırırken, maalesef balina ölülerini anlaşılamaz bir biçimde misafir ediyor.

Golden Bay'in sağı ya da doğu yanında ise Yeni Zellanda'nın en küçük ama en ünlü, belki en güzel milli parkı Abel Tasman National Park bulunuyor. Kamp olanakları ve 4 güne kadar süren hiking seçenekleri ile Abel Tasman oldukça popüler. Nelson'ın en çok turist çektiği Şubat, Mart aylarında yer bulabilmek için rezervasyonu bir hayli önceden yapmak gerek. Buralarda gezmenin en güzel yanlarından beri o kadar sevilmesine ve kalacak yerlerin hemen dolmasına rağmen yine de etrafta çok az sayıda insan olması. Bu insandan bıkmaktan mı, kendini bunca güzelliğin içinde özel hissetmekten mi bilmiyorum.

Ben kaldığım dört geceyi de Takaka'da geçirdim. Takaka, inanılmaz şirin bir hippi kasabası. Extrem ama mutlu tipler hep buraya toplanmış gibi. Takaka merkeze yakın Tata Beach, denize girmeyi en sevdiğimiz sahil oldu. Tata Beach'den biraz sonra Abel Tasman National Parka giderken bir tepelik mekana kurulu Totos Pizza, odun fırınında pişirilen muhteşem lezzetli pizzasıyla, fena şaşırtıyor. Yani bir daha gitmek isterseniz, uzun yol.

Bir başka harika sahil Kaiteriteri. Buraya da mutlaka uğramalı. Nelson şehir merkezindeki sahilse ayrı lezzetli.

Yemekler, içmekler, gezmekler... Nelson harika bir yer...

Aşağıda çektiğim fotoğraflardan hazırladığım bir gösterimi bulabilirsiniz. İyi seyirler.



https://www.facebook.com/yenizelandadayasam/
https://www.instagram.com/sevgininfotogunlugu/

26 Ocak 2016 Salı

Yeni Zelanda'ya Working Holiday Vize




Seyahat etmenin, başka kültürlerle buluşmanın ve onları tanımanın insanın kendisini ve ülkesini ve de yaşamı daha iyi anlamasına yol açacağına, seyahat eden bir kişinin kendine, ülkesine ve dünyaya karşı daha duyarlı ve bilgili olacağına inanıyorum. Hatta bunun dünya barışına da katkısı olacağını sanıyorum. Seyahat etmek, dünyayı gezmek, belki de herkesin ömründe yapmak istediği bir şey iken sanki bunu yapanlar ya da yapabilenlerin sayısı da her geçen gün artmasına rağmen, hala az gibi. Özellikle de bizim ülkemizden.

Tabi Türkiye'li olmanın seyahat ederken çok önemli iki dezavantajı var. Dilinizi geliştirmek ya da çalışmak ve yaşamak isteyeceğiniz ülkelerin çoğunun para biriminin Türk Lirasından değerli olması ve Türkiye'de İngilizce eğitiminin çok yeterli olmaması dolayısıyla bu dünya dilini konuşamamaktan ya da kendine güvensizlikten müzdarip olmak.

Yine de tüm gençlerin kendilerine güvenerek ''Her zorluğu aşmanın elbet bir yolu vardır,'' düsturu ile hareket etmesini ve arzuladıklarına ulaşabilmelerini dilerim.

Ben Yeni Zelanda'ya geldikten sonra Yeni Zelanda ve Türkiye arasındaki anlaşma ile başlayan work&holiday vize uygulaması bence bu ülkeye gelmek için en ucuz ve bence en mantıklı yöntem. Tabi bazı şartları var.

Aşağıdaki linkten gerekli bilgilere ulaşabilirsiniz.
Edit : Göçmenlik bürosunun sayfası yenilendi. Yeni link burada;
https://www.immigration.govt.nz/new-zealand-visas/apply-for-a-visa/about-visa/turkey-working-holiday-visa

Eğitim acentaları yaklaşık bin TL gibi bir rakamla bu vizeyi almaya yardımcı oluyor. Ancak İngilizcenize güveniyorsanız, tüm işlemleri kendiniz de halledebilirsiniz.

Her yıl Temmuz ayında Türkiye için 100 kişilik bir kota açılıyor. Bu sayı aslında çok büyük değil. Bazı ülkeler için kotalar açıldığı gibi dolarken, Türkiye için, mesela şu anda Ocak ayının sonunda bu kota hala dolmuş değil.

Linkini verdiğim sayfada iletilen, vizeyi almak için gerekli şartları aşağıda (ve bu şartları gösteren link de burada - https://www.immigration.govt.nz/new-zealand-visas/apply-for-a-visa/criteria/turkey-working-holiday-visa?nationality=nationality-TUR&country=residence-TUR&applying=no ) bulabilirsiniz;

* Immigration web sayfasında bir hesap açıp başvurunuzu kendinizin yapması gerekiyor.

* Elinizde en az 15 ay geçerli bir pasaport olması ve web sayfasına girdiğiniz her bilginin sunacağınız pasaport ile tutarlı olması gerekiyor.

* Genel sağlık raporu ve gögüs röntgenlerini sunmanız gerekiyor. Bu konuda başvuru sırasında sayfa size bunu nereden ve nasıl alacağınız konusunda yönlendiren bir email gönderiyor.

* Herhangi bir suç işlememiş olmak, iyi karakter sahibi olmak.

* Bona fıde - Genuine intent - Burada başvuru sahibinden beklenen workıng holiday başvurusunu bu ülkede kalmak için yapmıyor olması. Buraya gerçekten çalışmak ve tatil yapmak için geliyor olması.

* 18 ila 30 yaşları arasında olmak



* Türkiye vatandaşı olmak ve Türkiye pasaportuna sahip olmak.

* Dönüş biletinizin olması ya da dönüş bileti alabileceğiniz meblağın hesabınızda bulunması gereken rakam ilave olarak hesabınızda bulunması

* (Eğer varsa) Çocuğunuz ile gelmemek

* Hesabınızda buradaki yaşam giderlerinizi karşılamak üzere en az 7,ooo Yeni Zelanda Doları bulunması. ( Bugün, 26 Ocak 2016'da 7,000NZD yaklaşık 13,668 TL yapıyor. Başka zamanlarda hesaplamak için www.xe.com adresini kullanabilirsiniz. Unutmayın NZD ve TRY yurtdışında geçerli para birimleri değil. Paranızı bu rakama denk gelecek USD ya da Euro olarak getirmeniz ya da göstermeniz gerekecek. Edit: 15 Nisan 2017 - 1NZD yaklaşık 2,6166. Buna göre bu rakam 18,316 TL'ye yükselmiş :( )

* Daha önce aynı vizeyle bu ülkeye gelmemiş olmak.

* En az dört yıllık bir üniversiteden mezun olmuş olmak

* Yeterli İngilizceniz olması (websayfasında bunun detayları belirtilmiş ancak IELTS'den 4.5 almanız da yeterli olacaktır. Bir de IELTS sınav sonucunun iki yıldan daha önce alınmamış olması gerekiyor.)

* Burada kaldığınız süreyi kapsayacak bir sağlık sigortanızın olması


Siz yine de web sayfasındaki detayları dikkatlice okuyun, gerekiyorsa çevrenizden yardım alın. Umarım buradaki bilgiler sizin için faydalı olur.

Bu yazı 15 Nisan 2017 tarihinde güncellenmiştir.


https://www.facebook.com/yenizelandadayasam/
https://www.instagram.com/sevgininfotogunlugu/

Muriwai Beach - Auckland

Muriwai Beach, Auckland'ın batı kıyısında bulunan ve Auckland Merkez'den yaklaşık 45 dakikada ulaşılan, muhteşem bir doğal güzelliğe aynı zamanda Türkçesi Sümsük kuşu olan bir çeşit deniz kuşunun ikameti sevdiği ve Muriwai'nin sembolü olduğu yer.

Genel olarak Kuzey Ada'nın batı sahillerinde olduğu gibi ışıl ışıl parlayan bir çeşit siyah kuma sahip. Böyle parlamasının nedeni de içinde bulunan demirmiş, demir de volkanik patlamalarla gelmiş. Buralara yakın Kaipara volkanik dağı yaklaşık 16-23 milyon yıl önce patlamış.

Murawai Beach, Muriwai milli parkının içinde kalıyor. Otakamiro Point denilen kayalık alan bu civardaki tek sümsük kuşu (gannets) kolonisine ev sahipliği yapıyor. Otakamiro Point'in güney yanı Maori Bay isimli başka bir koy.

Muriwai Beach Auckland'ın en popüler plajlarından biri.

Çevrede bir iki kafe de var ama günü orada geçirmek üzere piknik çantanızla da gidebilirsiniz.

Eğer kalmak isterseniz, kamp alanı da mevcut. Şuradan detaylara bakabilirsiniz;
http://regionalparks.aucklandcouncil.govt.nz/muriwai

Burada deniz her daim dalgalı ve dalgaları çok güçlü. Burası yüzmek için değil, dalgalarla oynamak için ideal. Bunun içinde buralarda pek yaygın olan bodyboardlarla gelen çok.

Bu dalgalı denizler elbette sörfçülerin uğrak yeri. Sörf yapmasanız da izlemesi bile keyifli.

Kite surfing de burada popüler olan sporlardan.

Sahilde ata binmek ayrı bir keyif olmalı diyorsanız. O da var.

Milli Parkın içinde de golf kursu veriliyor.

Sahilin azıcık yukarısı Woodhill ormanında da mountain biking yapma imkanı var.

Kısaca bol aktiviteli ve eğlenceli zaman geçirebileceğiniz, şehre yakın olduğu için öyle bir günlük tatilde bile erişebileceğiniz bir yer olması nedeniyle Muriwai Beach günün sonunda sizi gülümseyen ve mutlu bir suratla bırakacak.

İyi eğlenceler

Bu taraf Maori Bay, o kayanın üstündekiler de sümsük kuşları

Buranın sağına doğru koca bir plaj var o da Muriwai Beach

İşte kuşlar, falan

Gene onlar, sümsük kuşları



Muriwai Beach'in bir fotoğrafını çekmemişim ama çok çekenler olmuş, onlara da şuradan bakabilirsiniz.
https://www.google.co.nz/search?q=muriwai+beach&source=lnms&tbm=isch&sa=X&ved=0ahUKEwj-ionKh8fKAhXhG6YKHdWlB2QQ_AUIBygB&biw=1440&bih=798

https://www.facebook.com/yenizelandadayasam/
https://www.instagram.com/sevgininfotogunlugu/

6 Temmuz 2015 Pazartesi

Yeni Zelanda'da Yemek

Yeni Zelanda, oldukça genç bir ülke ve ana nüfusu ülkenin yerel halkı Maoriler ile 18. yy'dan sonra ülkenin İngiliz sömürgesi altında olması nedeniyle Büyük Britanya'dan gelen İngiliz, İskoç ve İrlanda kökenli halklardan oluşuyor. Çoğunluk Britanya halklarından oluşsa da Avrupa'nın hemen her yerinden ülkeye yıllar içinde yerleşimler olduğunu ve elbette başta Çin olmak üzere bir çok Asya ülkesinden ve Pasifik adalarından yine ülkenin yıllar içinde artan oranda göç aldığını da
belirtelim. Bu kadar değişik kökenin ve milletin bir arada bulunması elbette yemek kültürüne büyük ölçüde yansıyor.                                                          

Mitai Maori Köyü / Hangi usülü yemek
Fotoğraf: Bülent Boyacı

Maori yemeğine ve yemeği pişirme yöntemine "hangi" deniyor. Hangi, toprağa kazılan derin bir çukurda taşların kızdırılması ve ardından bu kızgın taşlar üzerine seleler içinde et, patates, kumara gibi yiyeceklerin yerleştirilmesi ve en üst katmanın da üzeri kapatılarak, yemeğin taşların ısısı ve buharla pişirilmesidir. Bu işlemin tamamlanması altı ila sekiz saati buluyor. Yavaşça pişen sebze ve etin çok lezzetli olduğunu da ilave edeyim. Hangi, genellikle düğün, cenaze gibi kalabalıklar bir araya geldiğinde ya da turistik faaliyetler nedeniyle organize ediliyor. Bir lokantaya gidip hangi bulamazsınız, hangi tatmak için Maori kültür etkinliklerine katılmanız gerekir.

Britanya kökenlilerin yemeklerinin haliyle İngiliz yemekleri olduğunu tahmin edersiniz. Bir Yeni Zelandalıya en popüler yemeği sorduğunuzda da "fish and chips" cevabını almanız normaldir. Bir Yeni Zelandalının evinde hazırlanmış güzel bir akşam yemeği muhtemelen şöyle olacaktır; et (kuzu, dana, tavuk, domuz) ızgara, kızartma ya da şinitzel, etin üzerine gravy denilen bir çeşit et sosu, yanına fırında patates, kumara, havuç, bal kabağı, biri ya da birkaçı beraber, bazen püre, yanına yeşil sebze, bezelye, fasulye, beyaz lahana ya da kuşkonmaz ve salata. İngiliz kültüründe olduğu gibi Yeni Zelanda'da da dışarıda yemek ya da yemeği dışarıdan sipariş etmek çok yaygın ve Kiwiler diğer lezzetlere çok açıklar.

Japon yemekleri yoğun olarak soya sosu ve susam sosu içerir, Türk yemeklerinde tuz hakimiyetinin aksine Japon yemekleri tatlımsıdır. Bu tatlımsı lezzetin Kiwi damak tadına çok uygun olduğu söyleniyor. Japon lokantalarının yanında suşi salonlarının da çok yaygın olduğunu belirtelim.

Asya yemekleri içinde en popüler olanı Tayland yemekleri. Tayland yemekleri deniz ürünlerinden, vejeteryan tercihlere kadar oldukça geniş seçenekler sunuyor. Fiyat aralığı da oldukça geniş, genellikle lüks servis veren restorantlar Taylandlıların. Yemeklerinde hissedilen hakim lezzet ise hindistan cevizi. Hindistan cevizi yağı ve sosu Tayland yemeklerinin vazgeçilmezi. Ayrıca kendilerine özgü köri yemekleri de tercih sebebi.

Hindistan lokantaları belki de en yaygın olanlar. Hindistan yemeklerinin kendine has körisini bir sevdiniz mi, arada "canım Hindistan yemeği çekti" demeniz muhtemel. Tüm Asya yemekleri içinde Türklerin sulu yemeklerine en yakın olanlar, lezzet olarak benzemese de Hindistan yemekleri. Yemekler pilav ve naan denilen ve Türkiye'deki lavaşa benzeyen bir çeşit pide ile servis ediliyor.

Ülkenin genel yerleşimi, insanların bahçeli evlerde oturmaları dolayısıyla oldukça büyük bir alana yayılmış durumda. Bu nedenle küçük merkezlerde dairy denilen bakkal benzeri dükkanlar ile take-away diye adlandırılan, ayaküstü lokantaları bulunuyor. Bunlar büyük çoğunlukla Çin, Hindistan ayaküstü yemek salonları ya da kebab salonu.

Başlı başına Türk lokantaları çok yaygın olmasa da Akdeniz mutfağı adı altında çeşitli Türk lezzetleri bulmak mümkün. Bunu kebab salonlarını saymadan söylüyorum. Şaşırtıcı bir şekilde gittiğiniz hemen her yerde Turkish Kebab sunumuyla kebab salonları görmeniz mümkün. Ülkedeki Türklerin önemli çoğunluğu yemek sektörüne hizmet verse de bu kebab salonlarının işletmecileri çok büyük olasılıkla Türk değil ve kebab da biraz Kiwileşmiş (tatlımsı soslar). Ancak son derece popüler.

Take-away shop, yani ayaküstü yemek salonları çok yaygın olduğu gibi, ayrıca food court denilen yemek köşeleri de karın doyurmaya hizmet ediyor. Yemek köşeleri, alışveriş merkezlerinde ya da bazı organize alanlarda dünya yemekleri sunan lokantaların bir arada servis verdiği ve müşterilerine ortak oturma alanı sunduğu alandır, diyebiliriz. Örneğin arkadaşlarınızla food court'a gittiğinizde hepiniz başka bir ülke yemeği alıp aynı masaya oturabilirsiniz. Seçenekler, Çin, İtalya, Endonezya, Malezya, Vietnam, Tayland, Hindistan, Fransa, Türkiye ya da bir başka ülkeden olabilir.

Not: Yazı 24.05.2015 tarihinde https://www.blogger.com/blogger.g?blogID=7251842733988017212#editor/target=post;postID=7870344135721139499;onPublishedMenu=overview;onClosedMenu=overview;postNum=15;src=postname adresinde yayınlanmıştır.

https://www.facebook.com/yenizelandadayasam/
https://www.instagram.com/sevgininfotogunlugu/

Yeni Zelanda Doları

Yeni Zelanda parası, New Zealand Dollar olarak adlandırılır ve NZD olarak kısaltılır.

2013 yılı verilerine göre dünyada en çok işlem gören para birimleri arasında 10. olmasına rağmen "convertible" yani diğer para birimlerine kolay çevrilebilir bir para birimi değildir.

Yeni Zelanda doları ülke dışında bir kaç çevre adanın ve bölgenin de para birimidir.

Türk Lirası ile direk transferi olanaklı değildir. Yeni Zelanda doları ya da Türk Lirası birbirine çevrilmek istendiğinde paranın Euro ya da Amerikan dolarına çevrilip sonra diğer ülkede o ülkenin parasına çevrilmesi ile transferi mümkündür. Fiziksel olarak direk transferi mümkün olmamasına rağmen kağıt üstü çevrim bazı web sayfaları aracılığıyla yapılıp ülke paraları karşılaştırılabilir. Bu rakamlar aşağı yukarı değerleri vermektedir ve ülke parasının değerini anlamakta yardımcı olur.

Para birimi çevirici;

http://www.xe.com/
https://www.google.com/finance/converter

Elbette bir başka ülkenin para birimini hesaplarken o ülkede edinilen ortalama ya da minimum geliri de göz önünde bulundurmak gerekir. Şu anda 1 NZD = 2.07728 TRY ve diyelim ki ekmek Yeni Zelanda'da 5 dolar. Türk Lirasına çevirip aaaa 10 TL'ye ekmek mi olur demek doğru bir çevirme yöntemi sayılmaz. O ülkede kazanılan gelire göre ekmeğin fiyatının gelire ortalaması ya da 1 TL'nin aldığı ile 1 NZD'nin aldığı benzerdir.

Yeni Zelanda'da ne kadar dolar, ne alır?
800gr Ekmek - $3,5 to $7
1 lt meyve suyu ya da su - $3,5
250gr beyaz peynir - $4 to $6,50
Fincan Kahve - $3,50 to $5
Dürüm kebab - $9,50
Ucuz öğle yemeği - $10
Güzel bir öğle yemeği - $15,50 to $25 (belki daha fazla)
Gazete - $2
Makarna - $2 to $5,50
Auckland'da ev kirası - $150 to $300
*Fiyatlar 12.07.2015 günü, yaklaşık olarak verilmiştir.

Yeni Zelanda bozuk paraları şurada;



Yeni Zelanda kağıt paraları da burada;

Image result for new zealand dollar

https://www.facebook.com/yenizelandadayasam/
https://www.instagram.com/sevgininfotogunlugu/

Yeni Zelanda'da Yaya Olmak

Otobüs şoförlerinden başlamışken anlatmaya, biraz da trafik, yayalar ve yolcu taşımacılığından bahsetmek istiyorum.

Auckland'a geldiğimde şikayet konularımın başında otobüs ulaşımı geliyordu. Böylesine gelişmiş görünen bir ülkede metro sistemi olmamasını şaşırtıcı buldum, insana ve ihtiyaçlarına öncelik verdikleri çok belli olan bu ülkede otobüs saatleri pek seyrek ve erkenden sonlanıyor, otobüs dışındaki tek alternatif ise sadece taksi... Taksi de otobüs de oldukça pahalı... Kısa bir süre sonra bu yadırgayan tavrımın İstanbul'dan gelmem nedeniyle olduğunu anladım tabi; nasıldır İstanbul... beş dakikada bir otobüsler, o yoksa dolmuş, taksi dolmuş, metro, metrobüs, vapur, feribot, motor...

Türkiye'nin en büyük şehri İstanbul'da belki de 20 milyonu aşkın kişi yaşıyor, New Zealand'ın en büyük şehrinde 1,5 milyon. Yeni Zelanda'nın toplam nüfusu ise sadece 4,5 milyon. Farklı olan sadece nüfus yapısı değil, yerleşim de bizimkine hiç benzemiyor. Burada küçük şehir merkezinde yaşam alanı olarak kullanılan gökdelenler var. Bu gökdelenler sayılıdır, halkın çoğunluğu bahçeli, müstakil evlerde yaşıyor. Apartman diyebileceğiniz yapılar, müstakil evlere oldukça benziyor, diğer evlere uyumlu bir şekilde dizayn edilmiş, en fazla üç katlı, yanyana dizilmiş evler gibi diyebiliriz. Tabi böyle olunca oturulan mahalleler çok geniş bir alana yayılıyor ve ulaşım da kişisel araçlarla sağlanıyor. Uzakdoğunun ikinci el araçlarının ülkeye girişi gümrüksüz ve bu da fiyatları aşağı çektiğinden kullanabileceğiniz düzgün bir aracı 2-3bin Yeni Zelanda Dolarına edinebiliyorsunuz. Sürücü belgesi 15 yaş itibariyle alınabiliyor. Her evde 2-3 araç olması normal karşılanıyor.
Bu bilgilerin ve gözlemlerin ardından otobüslerin neredeyse sadece kamu hizmeti için var olduğunu görüyorsunuz, çünkü bilet pahalı olsa da bazı hatlar 2-3 yolcu için hareket edebiliyor. Metro yapılmaması, zarar edeceğinden korkulmasından olabilir...

Otobüs ücretleri 1,80 Nzd'den başlıyor. Şehir, stage denilen bölgelere ayrılmış ve ücret buna göre ödeniyor. Yaklaşık 30-40 dakika yolculuk yapılan alan 3.stage'e denk geliyor. 3.stage ücreti 4,5 Nzd ile oldukça yüksek bir meblağ. İlk 6 ayımda homestay'de, yani bir Kiwi aile --Yeni Zelandalılar kendilerine Kiwi diyor, bu isim Kiwi adlı uçamayan, kör Yeni Zelanda'ya özgü kuştan esinleniyor-- ile beraber yaşadım, şehrin dışında şirin bahçeli bir evde. Bu dönemde şehirde yaşamanın hayalini kurdum. Şehre taşındığımda da gördüm ki şehirde yaşayanların neredeyse tamamı benim gibi öğrenci ya da buralı olmayan kimseler.

Bu bilgilerden sonra yazıya başlığını veren turuncu toplara ve çapraz geçişe gelelim. Bu iki uygulama da insana öncelik verdiğinden sevdiğim, ilgimi çeken ve Türkiye'de uygulanmayan ve bu nedenle de daha önce bilmediğim trafik kuralları.

Turuncu toplar, yaya geçitlerinin iki başında bulunuyor, bazıları yanan turuncu ışıklar şeklinde, özellikle gece yoğun olan bölgelerde lamba olanlar tercih edilmiş, bazı yerlerde de tabela şeklinde uygulanmış. Anlamı şu; aracı ile hareket eden kişi turuncu toplu alanın yakınında bir kişi görürse yavaşlamak, durmak ve kişi karşıdan karşıya geçecekse geçişi beklemek zorunda. Trafik aslında çok büyük değişiklik göstermiyor, turuncu topu olmasa da Türkiye'de de, sürücü eğitimlerinde de söylendiği gibi yaya geçidinin manası aynıdır ancak uygulayan bir kişi bile yoktur. Belki buradaki en belirgin fark, trafik kurallarının uygulanıyor olması.

Çapraz geçiş ise biraz farklı. Bu uygulama Türkiye'de yok ama uygulandığı başka ülkeler varmış. Auckland'ın en büyük ve merkezi caddesi Queen Street. Cadde bir çok yerden yollarla kesiliyor ve dörtyollar oluşuyor. İşte bu dörtyol noktalarında yayalar için yeşil ışık her yön için aynı anda yanıyor ve istediğiniz tarafa yaya olarak geçebiliyorsunuz, çapraz bile. Bu uygulama büyük caddeler ve yayanın çok olduğu merkezi noktalarda uygulanıyor her trafik ışığı bu şekilde değil. Bu uygulamanın yapıldığı noktalarda araçlar yol alabilmek için yayalara iki kez yeşil ışık yanmasını beklemek durumunda, bu nedenle de bu yollara girmek araçlar için pek hoş değil. Uygulamanın trafiği diğer yollara vermeye teşvik ettiği düşünülebilir ama her şeyden önce insani ve hayatı kolaylaştırıcı. Her yerde uygulansın derim...

Son olarak bütün trafik ışıkları düğmeli, trafik lambasını çalışır duruma getirmek için basmanız gerekiyor ve lambalar yandığında "çiuuv" soundunda bana kuş sesini hatırlatan sesli uyarıyı da yapıyor. İlk zamanlarımda bu sesi her duyduğumda tekrar etme dürtüsü doğuyordu bende, niyeyse :)) "çiuuv"

Not: Bu kadar trafikle ile ilgili yazı yaz, trafiğin bu ülkede soldan aktığını yazma... ben gerçekten alışmışım bu ülkeye... oysa geldiğim ilk zamanlar karşıdan karşıya geçerken ters tarafa baktığım için ölücem, diyordum :))

Not: Yazı 20.04.2012 tarihinde http://delimorsi.blogspot.co.nz/2012/04/turuncu-toplar-ve-capraz-gecis.html adresinde "Turuncu Toplar ve Çapraz Geçiş adıyla yayınlanmıştır.

https://www.facebook.com/yenizelandadayasam/
https://www.instagram.com/sevgininfotogunlugu/

Yeni Zelanda'nın İlgi Çekici Otobüs Şoförleri

Hava ışıl ışıl... Bu güzel sonbahar gününde, kendimi hızla dışarı atıyorum. Niyetim Auckland'ın kuzey merkezi Takapuna sahiline gitmek. Şehrin merkezinde  tertemiz sahiller bulmak harika. Takapuna'ya ulaşmak için şehir merkezinden yaklaşık 20 dakikalık bir otobüs yolculuğu yapmalıyım.

Durakta bekliyorum ve otobüs geliyor. Şoförü gördüğümde ilk tepkim gülümseme, aklımdan da "sizi seviyorum" demek geçiyor. Otobüs şoförümüz, biraz kilolu ve koltuğunu tam anlamıyla kaplıyor ama ilk göze çarpan şu; sapsarı ve kıvırcık ve neredeyse beline kadar uzun saçlarını tarayıp iyice kabartmış, sonra onları ikiye ayırmış, yüzünün iki yanından akan iki şelale, sonra minicik dudaklarına sürdüğü kırmızı ruj ve masum mavi bakışlarıyla 45 yaşlarında bir teyze... şimdi gel de sevme bu tatlı kadını... herkese tek tek yardımcı oluyor şoförümüz, yolcular yerlerini alıyor ve yola çıkıyoruz.

Giderken aklımdan bir bir "otobüs şoföründen etkilenme" anlarım geçiyor. O anda anlıyorum ki bu anlar hiç de az değil...

Esmer tenli ve sarı saçlı ablamız saçlarının peruk olduğunun anlaşılması umrunda bile olmadan ustalıkla kullanıyor otobüsünü...

Beyaz saçları ve sakalları birbirine karışmış kulağında küpesi yaşı hayli ilerlemiş ama dinç görüntüsü ile insana güven veren otobüs şoförümüz...

Çok zayıf yapılı beyaz tenli, altında kısacık şortu ve dizine kadar çektiği beyaz çorapları ve başındaki kovboy şapkasıyla yolcuları ile özenle ilgilenen şoförümüz...

Bir gün havaalanına gidiyoruz geç vakit... Arkadaşımız gelmiş uzaklardan onu karşılayacağız... Toplasan beş yolcuyuz... Otobüse binişimiz ardından şoför ışıkları kapattı ve müzik...  Alana gidene kadar müzik ziyafeti çekti bize... Öyle keyifle yolculuk yapmıştık ki, uzaklardan gelen ve bu ülke hakkında ona ilk fikri verecek otobüsü kaçırmasına üzüldük ama şanslıydık, dönüşte aynı şoföre denk geldik ve geceye müzikle devam etmemizi sağlayan bu şoföre minnet duyduk.

Yol sorduğum ve bana yardımcı olmak istediği için öne oturmamı rica eden benimle sohbet ederken bir yandan da kendi alanında duyabildiği müziğe ıslığıyla eşlik eden kısaca kendi kişiliğiyle işini iyi yapan sevgili otobüs şoförünü de unutmamalıyım...


Buranın yerli halkı Maori'lerin oldukça belirgin bir fiziksel yapıları var... kadını erkeği oldukça kilolu, ancak  çoğunlukla şişman bir görünümden ziyade kalıplı diyebileceğimiz iri bir yapıya sahipler... Esmer tenliler ve harika bir dövme gelenekleri var. Yapımının nasıl olduğunu duyduğumda biraz irkilmiş olsam da muhteşem desenleri olduğunu belirtmeliyim. Son yıllarda kamu işinde çalışanların dövme yaptırması serbest bırakılmış. Kolu boydan boya dövmeli ya da yüzünde dövme olan bir otobüs şoförü ile burada karşılaşabilirsiniz. 

Yeni Zelanda bir çok İngiliz kaynaklı ülke gibi diğer ülkelerden pek çok göçmen barındırıyor. Bu da renge renk katıyor elbet... Buraya her gelen kendi kültürünü, elbisesini, dinini, geleneğini getiriyor. Göçmenlere kendi kültürlerini yaşamakta büyük sınırlar getirilmemesi de bunları normal yaşamın içinde görmenize ve kolaylıkla benimsemenize neden oluyor. Burada en büyük göçmen grubu Çinliler, ardından da Hindular geliyor. Otobüs şoförü koltuğunda Çinli bir amca ya da bir Hindu görebilirsiniz.

Belirtmeliyim, burada görevlilere bir şey sorduğunuzda size gerçekten yardımcı oluyorlar. Bilmedikleri bir konuysa bilene yönlendirmeye çalışıyorlar. Bu sadece otobüslerle sınırlı da değil. Bir de çok güzel bir gelenekleri var. "Teşekkür etmek".  Otobüse binerken çoğunlukla evine misafir kabul eden bir ev sahibi ile karşılaşıyorsunuz, size "hoş geldin" gülümsemesini sunuyor, siz de selamınızı veriyorsunuz, inerken de teşekkür ediyorsunuz.

Bu genel saygı ama her şeye, herkese olan olan saygı beni mutlu ediyor. Bunlar etrafında olurken insan daha çok insan oluyor.

Belki bu sadece benim penceremden görebildiğimdir ama yine de iddia ediyorum, bu ülkenin en ilgi çekici meslek grubu "otobüs şoförleri"

Sevgi İkinci

Note: Yazı ilk kez 19.04.2012 tarihinde 
http://delimorsi.blogspot.co.nz/2012/04/yeni-zelandann-en-ilgi-cekici-meslek.html adresinde "Yeni Zelanda'nın en çekici meslek grubu" adıyla yayınlanmıştır.


https://www.facebook.com/yenizelandadayasam/https://www.instagram.com/sevgininfotogunlugu/